Görünmeyenler 4.Bölüm

Bugün taburcu olacağım,kadın doğum beni kontrol ettikten sonra gidebilirmişim...
Hissettiğim tek duygu endişe ve korkuydu, sevinç; mutluluk benden çok uzaktaydı.Ahmet hala travmanın etkisinde olduğumu düşünüyor.
ilk bebeğimiz için göstermiş olduğum tepkiden herkes bunu algıladı...
Depresyona sokabilirmiş,kafa karışıklığı yaşatabilirmiş beyin sarsıntıları.
Doktorlar sağ olsun işimi oldukça zorlaştırmıştı,kendimi ona inandırmam çok güç görünüyordu...
Ben ne söylersem söyleyeyim onun muhakkak bir mantıklı açıklaması olacaktı. Bir zamanlar aynı durum benim için de geçerliydi.
Ahmet odadaki eşyalarımızı toplarken onu seyrediyordum,çok sabırsız görünüyordu,aceleyle her şeyi toplayıp kadın doğum uzmanına
gitmemiz için can atıyordu adeta.  Onun bu haline bakınca içim acıyordu,birazdan kesin çocuk da sorun var diyeceklerdi,
belki de gelişmemişti,acaba teknoloji ne kadar ilerledi karnımdaki eciş bücüş bir yaratıksa görünür müydü...
Yine neler düşünüyorum böyle,içim yanıyor,kimseye kendimi ifade edememem de cabası...

Koridor da sıramızı beklerken,etrafımdaki insanları seyre dalıyorum,tam karşımda oturan kadına gözlerim ilişiyor.
Sanırım ikizleri olacaktı,öyle kocaman bir karnı vardı ki belkide üçüzdür diye aklımdan geçiriyordum,sürekli eli karnında;elini
sanki bebeğini sever gibi aşağı yukarı hareket ediyor,arada dairesel hara ketler yapıyordu.Yüzünde heyecan vardı eşi de yanında,
sürekli oda numarasına bakıp sıranın ne zaman kendilerine geleceklerini bekliyorlardı. Ne kadar da tatlılardı...
hemşire çıkıp ismimi söylediğinde,onlar adına üzülmüştüm,benim hiç acelem yoktu,ahmeti saymazsak tabi...
ahmet;"hayatım hadi bizi çağırıyorlar". Yüzüne baktım heyecandan öyle bir hal almıştı ki onu hiç daha önce böyle görmemiştim.
Kalbim öylesine sızladı ki... ayrıca Ahmet'in biraz sonra duyacakları karşısında hazırlıksız olması da beni derinden üzüyordu.
içeri girdiğimizde, kocaman gülümsemesiyle bizi karşıladı doktor,o kadar güzel görünüyordu ki olduğu yerden.
hemen içim ısınmıştı,adı sevildi,adı gibi sevilesi bir insandı...
Doktorum esmer,kahve renkli saçlı, gözleri ışıl ışıl parlayan, orta yaşlarda bir kadındı.
"Hoş geldiniz Nilay hanım;nasıl hissediyorsunuz?" oturup bütün yaşadıklarımı bu kadına anlatabilirdim.Öylesine pozitif ve dinlemeye
hazır görünüyordu ki. "başım hala ağrıyor,topallıyorum onun dışında ne kadar iyi olunursa o kadar iyiyim..
ah şu gururum! ağzımdan çıkan kelimeler içimdekilerle bir nebze de olsa uyuşsa keşke,hiç halim yoktu ayakta durmak bile beni
mahvediyordu. dengemi sağlamakta güçlük çekiyordum,her şeyden önemlisi ölümüne korkuyordum!
"sedyeye geçip karnınızı açabilir misiniz lütfen, bakalım bebişiniz nasıl?" benim bebeğim falan yok, diye geçirdim içimden!
söyleneni yaptım. hemşire karnıma bir jel sürdü ve doktor o içinize işleyecek gülümsemesiyle yanıma geldi.
Ahmet baş ucumda yerini aldı,elimi tutacakken;saçımı düzeltmek bahanesiyle elimi geri çektim. gözlerimin içine öyle bir hayal
kırıklığı ile baktı ki,içim acısa da kendime engel olamıyordum...

Ultrason cihazını karnımda gezdirmeye başlamıştı,Ahmet gözlerini ultrason cihazından ayıramıyordu.sanki her şeyi anlayacakmış
gibi dikkatle bakıyordu,bense bir yandan Ahmet'e,öte yandan doktora ve cihaza bakıyordum. Kalbim iyice sıkışmıştı.
sevil hanım matematik hesabı yapar gibi bilgisayarda ölçümler yapıyor, benim gerilimim arttıkça artıyordu.
Ahmet daha fazla dayanamayıp "bebek iyimi dedi?" bunun üzerine sevil hanım hiç merak etmeyin her şey yolunda deyip
birden beni yerimden sıçratan, ultrason monitöründen gelen sesler karşında Ahmet elimi tuttu. Sevil hanımda
"işte bebeğinizin kalp sesleri son derece sağlıklı görünüyor!" dedi. Ahmet o anda anda sarıldı.
önce anlımdan,sonra yanaklarımdan öptü
şükürler olsun ;şükürler olsun diye dua ediyor içi içine sığmıyordu...
Doktora bakıp;normal bir çocuk mu yani dedim;bir an için sorum karşında ikisi de afalladılar.
"evet her şey yolunda gözüküyor,bebeğiniz gayet sağlıklı"
tarifi imkansız duygularımla hastaneden taburcu oldum...

Bir aydır annemler deydim,kardeşlerim de yanımda haftada en az bir gün o topal ayağımla gezmeye çıkıyorduk.
Ahmet'e ve anneme evde yaşamış olduğum gariplikleri,hissettiğim huzursuzluğu ve hastanede yaşadığım olayları
anlatmıştım. Annemin ilk yaptığı iş, gittiğim hafta bana cevşen yaptırmak olmuştu.Ahmet ise google'dan sürekli bilimsel
açıklamalar bulup,önüme sunup duruyordu.
Annem her gece Kuran okuyordu,ara sıra rüyalarımda huzursuz olsam da
o müthiş korkulardan arınmıştım. Bebeğime dört elle sarılmıştım, mesela artık eskisi gibi adrenalin manyağı değildim
Ahmet arabayı biraz hızlı sürse elim karnıma gidiyor,tuhaf bir koruma iç güdüsüne giriyordum. Zamanla her şey normalleşmişti,
yaşadıklarımı artık bende şokun etkisine yoruyor gün be gün daha iyiye gidiyordum...
Artık o hissiyatlarım da yoktu,alçımın çıktığı gün Ahmet artık evimize gidelim dedi,işe gidip gelmesi annemler in ordan oldukça
zor oluyordu onun için üzülüyordum,kıyamıyordum ama o eve yeniden gitmek ve yalnız kalmakta istemiyordum. Her şey o evde başlamıştı...

Akşam yemeğinde annem en sevdiğim yemekleri yapıp masayı donatmıştı.Fakat benim hiç iştahım yoktu.
Masa da Annem; yesene kızım bir şey yiyip içtiğin yok, bebeği beslemiyorsun diye fırçalayıp durdu.
Sonrasında hiç istemesem de ailemle vedalaştım. ahmet arabaya eşyaları yüklediği esnada kız kardeşim buse
"bende sizinle geliyorum bekleyin bir dakika dedi" sevinçten havalara zıplayabilirdim,ama onun yerine
"senin okulun ne olacak? olmaz gelemezsin" dedim.
beni hiç takmadı bile, montunu alıp benden önce arabaya yerleşti. sevinçten içim içime sığmayarak arabaya bindim bende.


Eve yaklaştıkça içim de huzursuzluklar da artıyordu Ahmet ile buse hala Fenerbahçe ve beşiktaş maçında
geçen olayları tartışıyorlardı.Oldum olası futboldan nefret etmişimdir. dolayısıyla hiç ilgimi çekmiyordu. kafam dağılsın diye
dinlemeye çalışsam da anlam veremeyip dışarı bakmaya devam ediyordum.Takımlarında kaç tane futbolcu varsa hepsi hakkında
yorum yapıp kafa patlatıyorlardı bana göre çok lüzumsuz idi.
maalesef ki geldik ve ahmet bagajdan eşyaları toplarken biz buse ile apartman kapasını açtık.Adımımı atar atmaz içime
büyük bir huzursuzluk kaplamıştı,ayaklarım geri geri gitse de eve biz önden girdik. kapıyı açmam ile
salon kapısının hızla çarpması bir oldu
busey'le aynı anda yerimizden sıçradık.Ahmet hızla gelip bize yetişti, önden girip salonun kapasını açtı.
"ceyeran yapmış sizi ödlekler". Buse eli kalbinde benden daha tedirgin bir vaziyette,
 söyledikleri ile duruşu arasındaki  son derece tezatlıkla
"başka ne olabilirdi ki zaten" dedi bende gülümseyerek son derece rahat bir tavırla "Cinler olabilir mesela" dedim
"of abla ya ciddi misin, şaka mı yapıyorsun," az da olsa yaşadıklarımdan haberdardı. Tedirgin olduğunu sezdim
"şaka tabi şapşal!  sen benden çok korktun".

Hepimiz salonda yerlerimizi alıp filmi açtık. Baş rolünde Julia Robertin oynadığı, aşk engel tanımaz filmini izleyecektik.
Buse üçlü koltuğa uzandı. Bizde tam karşısındaki diğer üçlü koltuğa, Ahmet ile sarmaş dolaş uzandık.filmin henüz yarısına gelmiştik ki
buse hanım uyuya kalmış.üzerini örtmek için battaniye almaya gittim, döndüğümde Ahmet televizyonu kapatmış, çerez tabaklarını ve
bardakları topluyordu," devam etseydik biz" dedim.Hayal kırıklığı yaşamıştım. filmin devamını çok merak ediyordum.
Ahmet yine o yaramaz bakışlarını takınmıştı üstüne.
"sen beni hiç özlemedin herhalde?" diye sitem etti. Anlaşılmıştı, ahmet yatağa geçmek için sabırsızlanıyordu...
ama benim karnım acıktı dedim.kardeşimin üzerini örtüp mutfağa geçtik. Bulaşıkları yıkarken ahmet arkamdan sarıldı ve
boynumu öpmeye başladı.öpücükleri derinleştikçe rahatsız oldum.
"Dur ne yapıyorsun? Buse gelecek şimdi!"
gülümsedi, kaldığı yerden devam edip "o şimdi kim bilir kaçıncı uykusundadır, hem ne var canım karıma sarılamaz mıyım"
" sen sadece sarılmıyor benim boynumu yiyorsun!"dedim. Gülüştük, cilveleşmeler mutfakta daha fazla
ileri gitmeden yatak odasına attık kendimizi.
Ahmet acele ile üzerindekileri çıkarıyor ve şehvetle dudaklarıma yapışıyor. O an bende onu ne kadar çok özlediğimi anlıyorum.
kokusunu bile özlemiştim.uzun zamandır annemler deydik, haliyle hiç rahat edemiyorduk.
yatağa beni yatırıp üzerimdekileri çıkarmaya başladı. önce şefkatle tüm bedenimi okşadı.
ufak dokunuşları ile sanki ruhumu benden alıyor gibiydi.
göğüs uçlarım dikleşmiş,beklenti ile gerilmiştim.ben tam kendimden  geçmiş bir haldeyken, "Benim olacaksın!" sözü ile bir gariplik
sezip Ahmet'e baktım,gözleri kan kırmızısı olmuştu.
Gördüklerimden emin olamayıp gözlerimi kırpıştırdım.Ahmetin bakışlarıda öyle sert bir haldeydi ki, bir anda korkuya kapılıyorum.
karanlıkta bana mı öyle geliyor diye tekrar gözlerine odaklandığımda, yavaş yavaş yüzünün şekli değişiyor,
aniden irkiliyor ve üzerimden atmaya çalışıyorum.o daha da hırçınlaşıyor,iğrenç bir görüntüye dönüşüyordu.
boynuzları çıkmaya başlıyor ve ahmet görüntüsü tamamen yok olup yaratığa dönüşüyor.kalbim sıkışıyor kurtulmak için mücadele
ediyorum çığlık atıyorum.avazım çıktığı kadar bağırıyor kurtulmaya çalışıyorum.

"nilay nilay, uyan hayatım aç gözlerini".
gözlerimi açtığım anda az önce kardeşime getirdiğim örtünün kendi üzerimde olduğunu görüyorum.
korku ve dehşetle Ahmetin yüzüne bakıyorum. "bu nasıl olabilir? az önce o örtüyü ben buseye getirmiştim!"
birbirlerinin yüzüne bakıp şaşırdılar.
rüya olduğuna,inanmakta zorluk çekiyorum,"geçti hayatım,sayıklıyordun,
seni uyandırıp uyandırmamak arasında kaldık,ama sonra baktık acı çekiyor gibi inleyince telaşlandık uyandırdım.kabus mu gördün"...
inanamaz halde ahmete bakıyor kendimi toparlamaya çalışıyordum.. Ahmet arkasını dönüp
"buse ablana bir bardak su getirir misin?"dedi.o esnaya kadar kapının önünde duran buseye hiç bakmamıştım.
buse kafasını yana doğru eğmiş, donuk bakışlarını üzerimden ayırmıyordu.içim bir tuhaf oldu, tekrardan
Ahmet'e baktım,buseye dönmüş gülümsüyordu.öyle iğrenti geldi ki hali az önceki görmüş olduğum rüyanın etkisinden
olduğunu biliyor yine de kendime engel olamıyordum..
buse olağan üstü bir şekilde boynunu daha da yana doğru eğip bana doğru yürümeye başladı...
geriye doğru çekilip "ne halt ediyorsun? neyin var senin?" diye bağırıyorum.
Ahmet o esnada birden gırtlağıma sarıldı,binadan uğultular geliyor,üst daireden çığlık sesleri kahkahalara karışıyor
ve koşma sesleri geliyordu. bir anda her şey kargaşa halini almıştı.her şey o kadar ani gelişmişti ki.
kalbim sıkışmıştı korkudan tüm vücudum gerilmişti. ahmet boğazımı sıktıkça gözleri kırmızılaşıyor.
kaçmak için ne kadar mücadele etsem de gücüm yetmiyordu...
buse elinde makasla karşıma geçmişti Ahmetle birbirlerine bakıp şeytani bir biçimde gülümsüyorlardı.
kanım çekilmişti sanki, öylece çaresizce kıvranıyordum.birden karnımda inanılmaz bir kasılma hissediyorum.
bebeğimi düşünüyorum.çaresizliğime, onu koruyamama bir kez daha kahroluyorum.
buse ile ahmet birbirine bakıp"zamanı geldi"diyip makası karnıma saplıyor.

Acıyla sıçrayarak yerimden kalkıyordum,ellerim karnımda az önceki darbeden olduğunu düşündüğüm can acısı ile hızla karnımı açıp
bakıyorum,kan yok makas orda değil,odada benden başka kimse yok ve o battaniyede ayak ucumda duruyor!
Aklımı kaçırmak üzereydim,nasıl bir oyunun içinde olduğumu anlayamıyordum. tek istediğim o evden kaçıp kurtulmaktı.
var gücümle daire kapısını açıp kendimi dışarı atıyorum. olabildiğince hızla kaçıyorum. birinci
katı henüz bitirmişken arkamdan gelen ve hızla yaklaşan ayak seslerini işitiyorum. basamakları üçer, dörder atlıyorum.
biri arkadan kolumdan tutuyor, "şeytan şeytan!" diye avazım çıktığı kadar bağırıyorum,"yardım edin bana."
az önceki kolumdan tutan kişi şimdi arkamdan sarılmış, bende onun kollarından kurtulmak için mücadele ediyorum.

Ahmet ve buse'nin bakış açısından;

Ahmet; nilay Filmin yarısında uyuya kaldı,bende üzerini örtmek için içerden battaniye getirip üzerine örttüm.
film durmuşken mutfakta buse ile birer sigara yaktık ve muhabbete daldık. en fazla ayrı kaldığımız süre
yaklaşık on dakikaydı.kapının açılma sesi ile ikimizde ayağa kalktık. ne olduğunu anlaya masamda nilayın çığlık atarak merdivenlerden
hızla inişine şahit olduk. bizde neye uğradığımızı şaşırdık,peşinden hızla koştum. binanın kapısına yaklaşmıştı ki ancak
yakalayabildim.o an ne yapacağımı şaşırdım.sakinleşmesi için sarılmaya çalıştığım anda ,imdat diye bağırıp,beni tekmelemeye başladı.
tırnakları ile vücudumda ulaşabileceği her yeri parçalıyordu,yalvardım sakinleşmesi için,ne yaptıysam fayda etmedi.
elimden hiç bir şey gelmiyordu.hem bebeğim hemde onun için inanılmaz endişeleniyordum. sanki beni tanımıyormuş gibi benden korkuyordu.
buseye ambulansı aramasını söyledim.

Buse;kapı senini duyduğumuz an,ahmet abi yerinden sıçradı. tazı gibi koşarak merdivenlerden inerken arkasından öylece bakakaldım.
ablamın çığlıkları binada öyle bir yankılanıyordu ki,panik ve korkudan ne yapacağımı şaşırdım.
ahmet abimin sakin ol diye telkinleri ve ablamın çığlıklarını duyuyordum.
merdivenlerden aşağı indiğim sırada gördüğüm manzarada
şok yaşadım.ablam çığlıklar atıp ahmet abime var gücü ile vuruyordu,şeytan şeytan diye haykırıp yardım edin diye bağırıyordu.
ahmet abi bana ambulansı aramamı söylediği ana kadar yaşadığım şoktan çıkmaya çalışıp koşarak eve döndüm ve telefonumu aldım.
ambulans ile konuşurken,tekrardan yanlarına gittiğimde,ablamı ahmet abinin kucağında baygın halde buldum...

                                               Devamı pek yakında.

Yorumlar

  1. Yazılarınıza yani denk geldim her biri birbirinden sürükleyici olmuş tebrikler ������

    YanıtlaSil
  2. Düşün herkes kafasına göre ambulans bekliyor olur mu öyle şey hiç şimdi bence olmaz tebrik ederim devamını beklemekteyiz...

    YanıtlaSil
  3. Yazılarn tamamını okuduğumda hayal ürünümü yoksa gerçek bi yaşantımı diye çok arada kaldım. İnanılmaz derecede akıcı ve gerçekçi bi hikaye olmuş. Deneme olmasına rağmen bi yazı dizisi olmuş resmen. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Tebrikler nuray hanım.

    YanıtlaSil
  4. O kadar samimi ve içten bir anlatıma sahipsiniz ki kitap okumayan biri olarak yazılarınıza tutulup kaldım bir sonraki yazı ne zaman gelecek diye sabırsızlanıp duruyorum. Olay akışı harika, lütfen çok meraklandırmayın bizi

    YanıtlaSil
  5. Yine soluksuz okudum. Gerçekten çok iyi olmuş

    YanıtlaSil
  6. Heyecanlandım resmen devamını bekliyorum

    YanıtlaSil
  7. Best_princess27 Mart 2018 22:45

    Soluksuz okudum yine süpersin sen ya

    YanıtlaSil
  8. Harika.... sürükleyici, heyecanlı ,resmen okurken yaşıyorum ,başarılar...devamını heyecanla bekliyorum

    YanıtlaSil
  9. Herkez aynı şeyi söyler gibi olmuş biraz ama gayet güzel gidiyorsunuz anlatım şekliniz ve tarzınız konunuz cok akıcı sürükleyici tebrik ederim gerçekten insan okur iken bi anda endişe bi anda merak bi anda o ürpertiyi herşeyi hissediyor...

    YanıtlaSil
  10. berfin_bifreb28 Mart 2018 09:07

    Çok güzel gerçekten her seferinde tadı damağımda kalıyor ya....

    YanıtlaSil
  11. Herkes aynı şeyleri yazıyor ne güzel ne mutlu size gerçekten sürüklediniz bizi heycan dorukta okuduk ve bir anda bitti....

    öyle pat diye bitirmeyin geberiyorum burda meraktan :)

    YanıtlaSil
  12. arzu UZUNOĞLU28 Mart 2018 11:43

    Vayy 1. bölümü okuduktan sonra hiç bakmamışım şans eseri denk geldiniz yine bir bakayım dedim diger bölümler ve bu bölüm efsane olmuş keşke gece yatagımda uzanmış karanlıkta uyumadan önce denk gelip de o adranalin ve korkuyu yaşasaydım. mükemmel bir anlatım şekli olmuş tamamen kurgumudur bilmiyorum ama öyle demişsiniz gerçekten başarılı...

    YanıtlaSil
  13. bu kadar yorumdan sonra daha fazla ne denir bilmiyorum ama bildigim birşey var bi an önce devamını okumak istiyorum

    YanıtlaSil
  14. Arkadaşlar,yorumlarınız benim için gerçekten çok değerliler her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.. çok mutlu oluyorum.sizlerin sayesinde devamını getirmek için heyecanlanıyorum. Her bir bölümden sonra İnan’ın bende ne olacağını bilmiyorum,yazdıkça devamı geliyor ☺️

    YanıtlaSil
  15. This is a good thing that I ever read. I can't wait to read more from you.

    YanıtlaSil
  16. güzel uzun zamandır okudugum bloglardan en iyisi diyebilirim acaba daha ne olacak :)

    YanıtlaSil
  17. tüm seriyi baştan sona okudum çok begendim çok başarılısınız ahmet de baya sabırlıymış ben olsam camdan aşagı atardım :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.
N.D

Bu blogdaki popüler yayınlar

Görünmeyenler 13. Bölüm Final

Görünmeyenler...

Görünmeyenler 12. Bölüm